1 Temmuz 2013 Pazartesi

Fuggii con mia madre ... / Pier Paolo Pasolini

"Fuggii con mia madre e una valigia e un po' di gioie che risultarono false,
su un treno lento come un merci,
per la pianura friulana coperta da un leggero e duro strato di neve.
Andavamo verso Roma.
Andavamo dunque, abbandonato mio padre
accanto a una stufetta di poveri,
col suo vecchio pastrano militare
e le sue orrende furie di malato di cirrosi e sindromi paranoidee.
Ho vissuto quella
pagina di romanzo, l'unica della mia vita:
per il resto,
son vissuto dentro una lirica, come ogni ossesso
Avevo tra i miei manoscritti anche il mio primo romanzo:
erano quelli i tempi di «Ladri di biciclette»
e i letterati stavano scoprendo l'Italia.
(Ora io non sono più un letterato,
evito gli altri, non ho niente a che fare
coi loro premi e con riviste.a)
Arrivammo a Roma,
aiutati da un mio dolce zio,
che mi ha dato un po' del suo sangue:
io vivevo come può vivere un condannato a morte
sempre con quel pensiero come una cosa addosso,
— disonore, disoccupazione, miseria.
Mia madre si ridusse per qualche tempo a fare la serva.
E io non guarirò mai più di questo male.
Perché io sono un piccolo borghese, e non so sorridere...
come Mozart... "

Pier Paolo Pasolini ~ (Poeta delle ceneri)





"I fled with my mother, a suitcase and some joys that later turned out to be hollow
on a train as slow as a freight-carriage,
through the Friulian plain carpeted by a thin hard layer of snow.
We were heading to Rome.
We had therefore abandoned my father
next to a poor man’s stove,
leaving him with his army greatcoat
and his cirrhosis-fueled fits of rage and his paranoid syndromes.
I truly experienced
that page torn from that novel, the only one in my life:
as for the rest, what can I say,
except that I’ve lived inside poems, like all possessed creatures.
Among my manuscripts was a draft of my first novel:
these were the days of Bicycle Thieves,
when the literati began to discover Italy.
(Now I no longer count myself among the literati,
I avoid all the others and no longer have anything to do
with their prizes and publishing houses.)
We got to Rome
with the help of a sweet-natured uncle of mine,
who gave me a little of his blood:
I lived as only a man condemned to death can live
always with that thought burdening me
– dishonor, unemployment, misery.
For some time, my mother was reduced to being a servant.
I’ll never get over that.
Because, after all, I’m petty bourgeois and don’t know how to smile…
like Mozart..."

Pier Paolo Pasolini ~ (The Poet of the Ashes)

Translated from the Italian by André Naffis-Sahely

https://intranslation.brooklynrail.org/italian/the-poet-of-the-ashes/





"I fled with my mother and a case and a few jewels that turned out to be fake,
on a train slow as a freight train,
along the Friulan land covered by a light and hard coat of snow.
We went towards Rome.
So we went, left my father
nearby a little stove for poor,
with his old military overcoat
and his horrible cirrhosis-sick furies and paranoiac syndromes,
I lived that
page of novel, the only one of my life:
as for the rest,
I have been living inside a lyric, as every madman"

Pier Paolo Pasolini





"Huí con mi madre y una maleta y algunas joyas que resultaron ser falsas,
en un tren tan lento como un mercancías,
por la llanura friulana cubierta por una capa de ligera y dura nieve.
Íbamos hacia Roma.
Íbamos pues, abandonando a mi padre
al lado de una estufa de pobres,
con su viejo gabán militar
y sus horribles furias de enfermo de cirrosis y síndromes paranoides.
He vivido aquella
página de novela, la única de mi vida:
por lo demás,
he vivido dentro de una lírica, como todo obseso"

Pier Paolo Pasolini





"Kaçtık annemle, bir bavul ve sonradan sahte çıkan birkaç mücevheri alarak,
Yük treni gibi yavaş bir trenle,
Kardan kalın bir örtüyle kaplanmış Furlana kırları boyunca.
Gittik Roma’ya doğru.
Giderken de, geride bıraktık babamı.
Üstünde eski bir asker parkası,
Fukara bir ocağın önünde,
Paranoya sendromları ve sirozun verdiği kızgınlık nöbetleriyle,
Bu yaşadığım,
Hayatımdaki tek roman sahnesi,
Geri kalan zamanlarda,
Hep bir dizenin içinde yaşadım,
Tıpkı diğer deliler gibi.
(...)
Ben ölüme mahkum edilmiş bir kişinin
yaşayabileceği gibi yaşadım orada. Onursuzluk, işsizlik, sefalet
Annem bir süre sonra hizmetçi olarak çalışmaya başladı.
Ve ben bu illetten bir türlü kurtulamadım
Çünkü ben bir küçük burjuvayım
ve bilmem gülümsemeyi Mozart gibi..."

Pier Paolo Pasolini ~ (Gramsci'nin Külleri)

Çeviri: Rekin Teksoy





"Annemle birlikte kaçtık, bir bavulla ve daha sonra
sahte olduğu anlaşılan biraz mücevherle,
bir yük treni kadar yavaş olan bir trenle,
– Friuli dolaylarındaki ovalar ince ve katı bir karla kaplıydı.
Roma’ya doğru gidiyorduk.
Gidiyorduk nihayet, bırakarak babamı
ucuz bir sobanın başında
eski asker paltosuyla
ve
siroz ve paranoyanın neden olduğu korkunç kızgınlık nöbetleriyle.
Dolu dolu yaşadım
hayatımdaki tek şey olan bu roman sayfasını:
aksi halde,
yaşadım herkesin hayran kaldığı şiirlerde.
El yazmalarım arasında ilk romanım da vardı:
‘Bisiklet Hırsızı’nın yazıldığı dönemler,
ve edebiyatçıların İtalya’yı keşfetmeye başladıkları dönemdi.
(…)
Roma’ya geldik,
bana biraz kan veren
sevimli bir amcanın yardımını gördük:
bir idam mahkumu gibi yaşıyordum
her zaman kafamda taşıdığım o düşünce
– onursuzluk, işsizlik, yoksulluk.
Annem bir zaman hizmetçi olarak çalıştı
Ve ben bu hastalıktan kurtulamadım hiç.
Çünkü küçük burjuvayım ben,
ve Mozart gibi gülümseyemem ben…"

Pier Paolo Pasolini

Çeviren: İsmail Haydar Aksoy


Pier Paolo Pasolini con sua madre (1955)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder