The Impulse
It was too lonely for her there,
And too wild,
And since there were but two of them,
And no child,
And work was little in the house,
She was free,
And followed where he furrowed field,
Or felled tree.
She rested on a log and tossed
The fresh chips,
With a song only to herself
On her lips.
And once she went to break a bough
Of black alder.
She strayed so far she scarcely heard
When he called her—
And didn’t answer—didn’t speak—
Or return.
She stood, and then she ran and hid
In the fern.
He never found her, though he looked
Everywhere,
And he asked at her mother’s house
Was she there.
Sudden and swift and light as that
The ties gave,
And he learned of finalities
Besides the grave.
Robert Frost ~ (The Hill Wife / Mountain Interval / 1916)
Dağ Kadını
Kadına o yer çok ıssız,
Çok yaban gelirdi,
Çocuksuz,
Bir kendi bir erkeği,
Evin ufak tefek uğraşı,
Başka işi yoktu kadının,
Çift sürerken tarlada, ağaç keserken,
Ardında kocasının.
Yorulup dinlenerek
Yongaları toplardı,
Dudaklarında
Yalnız kendi için söylediği bir şarkı
Bir gün kadın
Gitti dal kesmeye ormana,
Ta uzaklara, ki zor işitti
Adam kendini çağırınca.
Ne karşılık verdi -ne ses etti-
Geri de dönmedi kadın,
Durdu sonra kaçıp saklandı arasına
Eğrelti otlarının.
Bulamadı erkek, aradı taradı
Baktı her yerlere,
Kızın burda mı diye sonra
Gidip sordu annesine.
Birdenbire bir ışık benzeri
Geçti kafasından adamın,
"Demek ölmeden de
Ayrılması olurmuş insanın:"
Robert Frost
Çeviren: Ali Püsküllüoğlu
Photo by David Dubnitskiy |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder