Penelope's Despair
It wasn't that she didn't recognize him in the light from the hearth: it wasn't
the beggar's rags, the disguise —no. The signs were clear:
the scar on his knee, the pluck, the cunning in his eye. Frightened,
her back against the wall, she searched for an excuse,
a little time, so she wouldn't have to answer,
give herself away. Was it for him, then, that she'd used up twenty years,
twenty years of waiting and dreaming, for this miserable
blood-soaked, white-bearded man? She collapsed voiceless into a chair,
slowly studied the slaughtered suitors on the floor as though seeing
her own desires dead there. And she said "Welcome,"
hearing her voice sound foreign, distant. In the corner, her loom
covered the ceiling with a trellis of shadows; and all the birds she'd woven
with bright red thread in green foliage, now,
on this night of the return, suddenly turned ashen and black,
flying low on the flat sky of her final enduring.
(1968)
Yannis Ritsos
Translated from the Greek by Edmund Keeley
Le désespoir de Pénélope
Ce n’est pas vrai qu’elle ne l’a pas reconnu dans la lumière de l’âtre ; ce n’était rien
les haillons du mendiant, le déguisement – non ; des signes évidents :
la cicatrice à son genou, la vigueur, la malice de l’œil. Effrayée,
appuyant son dos contre le mur, elle cherchait une excuse,
un sursis, un peu de temps encore, pour ne pas répondre
ne pas se trahir. C’est donc pour lui qu’elle avait dépassé vingt ans,
vingt ans d’attente et de rêve pour cet homme à la barbe blanche,
ce misérable, baigné de sang ? Elle se jeta sans voix sur une chaise,
regarda lentement les prétendants tués à terre comme si elle regardait
morts ses propres désirs. Et « Bienvenue » dit-elle,
et elle entendait lointaine, étrangère, sa propre voix. Son métier, au coin,
emplissait le plafond d’ombres grillagées ; et tous les oiseaux qu’elle avait tissés
de fils rouges brillants dans les feuillages verts, soudain,
en cette nuit du retour, tournèrent au gris de cendre et au noir,
et ils volaient bas sur le ciel plat de sa dernière patience.
(1968)
Yannis Ritsos
Traduit du grec par Chrysa Prokopaki et Antoine Vitez
(In, Yannis Ritsos « Pierres, Répétitions, Barreaux », Editions Gallimard, 1971.)
La desesperación de Penélope
No es que no lo haya reconocido a la luz del hogar; no eran
los harapos del mendigo, el disfraz, -no; signos claros:
la cicatriz en la rodilla, la fortaleza, la astucia en el ojo. Asustada,
apoyando su espalda en el muro, buscaba una excusa,
la demora de un poco más de tiempo para no responder,
para no traicionarse. ¿Entonces era por este por quien había perdido veinte años,
veinte años de espera y de sueños, por este miserable
manchado de sangre con la barba canosa? Se derrumbó silenciosa en una silla,
miró despacio a los pretendientes muertos en el suelo, como si fueran
sus mismos deseos los que veía muertos, y le dijo: «Bienvenido»,
oyendo ajena, lejana, su propia voz. En el rincón, su telar
llenaba el techo de sombras en forma de verja, y todos los pájaros que había bordado
con hilos rojos, brillantes en verdes arboledas, de pronto,
aquella noche del regreso se volvieron de color negro y ceniciento,
volando muy bajo sobre el cielo de su última resignación.
(1968)
Yannis Ritsos
(de Piedras, repeticiones, barrotes (1968). Versión de Heleni Perdikidi)
La desesperación de Penélope
No era que no le hubiera conocido a la luz del hogar, no eran
los andrajos de pordiosero, el disfraz, -no, había señales claras:
la cicatriz en la rodilla, el vigor, la mirada astuta-. Asustada,
apoyando la espalda en la pared, buscaba una justificación,
un pequeño plazo de tiempo, para no contestar,
no traicionarse. ¿O sea, que para ése había gastado veinte años,
veinte años de espera y de sueños, para ese desgraciado,
el barbicano empapado en sangre? Se arrojó sin voz en una silla,
miró despacio a los pretendientes muertos en el suelo, como si viera
muertos sus propios deseos. Y “bienvenido” dijo,
notando extraña, lejana, su propia voz. En el rincón del telar
llenaba el techo con un enrejado de sombras; y cuantos pájaros había tejido
con hilos rojos y luminosos sobre follajes verdes de repente,
aquella noche del regreso se tornaron gris ceniza y negros,
volando bajo en el cielo plano de su aguante último.
(1968)
Yannis Ritsos
(De Yannis Ritsos, Piedras. Repeticiones. Barrotes, 1972. Traducción: Román Bermejo, en Yannis Ritsos, Paréntesis. Testimonios I, Barcelona, 2005)
La Disperazione Di Penelope
Non era possibile che non lo riconoscesse alla luce del focolare; non c’erano
i panni logori del mendicante, il travestimento, no; segni certi:
la cicatrice sul ginocchio, la forza, la furbizia nell’occhio. Terrorizzata,
appoggiando la schiena al muro, cercava una giustificazione,
ancora un intervallo di tempo di breve durata, per non rispondere,
per non tradirsi. Per lui, dunque, aveva speso vent’anni,
venti anni di attesa e di sogni, per quest’infelice,
per questo vecchio grondante sangue? Si lasciò cadere su una sedia
guardò lentamente i pretendenti morti sul pavimento, come se guardasse
i suoi propri desideri morti. E: ”Bentornato”, gli disse,
sentendo estranea, lontana la sua voce. Sulle ginocchia il telaio suo
riempiva il soffitto di ombre a forma di grata; e quanti uccelli aveva tessuto
con cuciture rosse lucenti su fogliame verde, all’improvviso,
quella notte del ritorno, finirono in nera cenere
volando basso nel cielo piatto dell’estrema sofferenza.
(1968)
Ghiannis Ritsos
(da Pietre, Sbarre, Ripetizioni, Einaudi, 1978) – Traduzione di Nicola Crocetti)
Penelope'nin Umutzuzluğu
Tanımamış değildi onu ocak ateşinin ışığında;
dilenci giysileri değil, değiştirilmiş kılık değil, -hayır; apaçık belirtiler:
Diz kapağındaki yara izi, gücü, gözündeki kurnazlık. Korkmuş kadın
yaslayarak duvara sırtını bir özür arıyordu,
bir mühlet, biraz daha zaman, yanıtlamamak için,
kendini ele vermemek için. Demek bu adam için yirmi yıl tükenmişti,
bu adam için miydi bekleyiş ve düşlerle dolu yirmi yılı,
bu sefil, kanlara bulanmış ak sakallı için?
Sessizce bıraktı kendini iskemleye,
yavaşça baktı ölü taliplerine yerde, kendi ölü arzularına
bakarmışçasına tıpkı. Ve “Hoşgeldin”, dedi ona,
duyarak kendi sesini uzaktan, yabancı. Tezgâhı, köşede,
dolduruyordu tavanı kafesli gölgelerle; ve dokuduğu kuşlar
parlak kırmızı ipliklerle yeşil yapraklar arasına, birden,
bu dönüş gecesinde, külrengi ve kara kesildi,
alçaktan uçarak son sabırlı bekleyişinin düz göğünde.
(1968)
Yannis Ritsos
(Her Zaman En Başta Özgürlük - Seçme Şiirler. Kırmızı Yayınları.)
Çevirmenler: Özdemir İnce / Herkül Millas / İoanna Kuçuradi
Umarsız Penelope
Onu tanımamış değildi ocaktaki ateşin belirsiz aydınlığında;
adamın dilenci gibi paçavralar giymesi kendini gizlemek için değildi.
Hayır. Onun özellikleriydi bunlar:
dizkapağındaki yara izi, kuvveti, kurnaz bakışı,
Kadın korku içinde, duvara yaslanarak bir özür aradı,
zaman kazanmalıydı hemen konuşup kendini ele vermemek için.
Bu adam için mi harcamıştı yirmi yılını bekleyip düşler kurarak?
Ak sakalı kana bulanmış bu yoksul yabancı için mi?
Ne diyeceğini bilemeden bir iskemleye çöktü.
Kendi ölü isteklerine bakıyormuş gibi
dikkatle baktı yerde öldürülmüş yatan taliplerine ve "Hoş geldin!" dedi.
Sanki çok uzaktan geliyordu sesi, sanki bir başkasınındı bu ses.
Köşedeki gergefinin tavana vuran gölgesi bir kafes gibiydi,
yeşil yapraklar arasına parlak kırmızı ibrişimle işlediği kuşlar
külrengi ve kapkara kesildi birden bir dönüş gecesinde
son direncinin basık göğünde alçaktan uçan.
(1968)
Yannis Ritsos
Çeviri: Cevat Çapan
(Umarsız Penelope ve Başka Şiirler / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
|
Penelope and the Suitors. 1912, by John William Waterhouse (1849-1917)
|
|
Penelope by Francis Sydney Muschamp (1851–1929)
|
|
Penelope Unraveling Her Web. 1785, by Joseph Wright of Derby (1734–1797) |