29 Haziran 2020 Pazartesi

The Deer / Ahmet Ada

The Deer

When the sea was one part of my body in pain
I came here leaving dead waters behind
Nobody knew my family
Were children of the southwest wind
When I open my arms wide enough
My limbs roar and become masts
So I sail through day and night

Landlords were still in bed
When I entered the southwest city gates
I had a white deer at my side
Nobody believed I came in with a deer
Not the big-money guys
Not the court flunkies in the half-light
Nobody ever asked me about the people I met
The leopards the thousand species of fishes the sword
In the lightning the dead soldiers the sailors
Exhausted seas and wine-red skies

Nobody ever asked me
I walked along their streets for weeks
And they hardly glanced at me or the deer
The deer I rescued from the wars

Ahmet Ada - (1947-2016) Turkish poet.

Translated from the Turkish by Ken Fifer and Nesrin Eruysal





Geyik

Ağrıyan bir yanım deniz hâlâ
Ölü suları bırakıp da geldim
Kim bilir lodosçudur soykütüğüm
Kollarımı iki yana açsam
İki kadırga direği öyle sessiz
Öyle uğultulu gece gündüz

Toprak sahipleri topraklarındaydı hâlâ
Kente lodos kapısından girdim
Yanımda beyaz bir geyik
Kimse bir geyikle geldiğime inanmadı
Ne patlak gözlü bankerler
Ne karanlık koridorların mübaşirleri

Hiç soran olmadı deniz halkını,
Parsı, bin türlü balığı, şimşeğin kılıcını,
Kör savaşta ölenleri, kürekçileri,
Tüketilen denizi, şarap rengi göğü,
Hiç mi hiç soran olmadı.
Bütün gün caddelerde yürüdüm,
Bakıp geçtiler kayıtsız biçimde
Savaşlardan kurtardığım geyiğe

Ahmet Ada - (d. 1947, Ceyhan - ö. 19 Mart 2016, Adana) Türk şair.


The Raindeer, USSR, Mourmansk, 1941, by Yevgeny Khaldei
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder