28 Mayıs 2022 Cumartesi

Özür / Karavin Janset

Özür

Bak mesela ben,
sabahları biliyorsun; üç yumurta kırarım,
sen de varsın diye.
Yoksa, yoksan yani... ne diye...

Çocukken bile kırmışlığım yoktur kolumu;
o da hep aman ne uslu çocuk bu, diye sevilmektendir belki.
Bir kere komşunun camını kırmışlığım var bak, yakalandım.
Hayır, utanmadım.
Sarhoş olup, ilk kez kustuğum gecenin sabahıydı,
çok utanmıştım sokaktan.

Kırgınlıklarım olmuştur epey,
affetmeyi bilişim ezber değil yani...

Pot da kırmışımdır çok,
sırf bundan, yüz çeviren çoktur benden,
ama inan ki, o da doğruculuğumdan;
biliyorsun, hep derim: En iyisi doğruyu söylemektir.

Sonra...
Taze ekmek görmeyeyim, kırarım ikiye,
insan içinde hem de ve gene utanmam;
yokluk da tokluk da görmüştür,
incire, duta, armuda dalmıştır,
üstüne yıldız serpilmiş ekmek arası çocukluğum.

Düşünüyorum kaç gündür,
ne kırarım, neyi en güzel kırarım ben...
Ah bak, heceleri döker, dizeleri çok güzel kırarım;
uzun gelmişler zannedersin ilkin,
ama sonra düşününce gülümsersin.
Hele seni gülümsetecekse öyle bir kırarım ki,
övünmek gibi olmasın...

En kötüsü...
Hadi bilemedin bardak falan kırarım;
sakarlıktan.

Uzun lafın kısası,
özür dilerim
düşümdeki kırışıklıklar için.
Haritalara bulutları, insanları ve kedileri çizmedikleri,
kaplumbağalar bile öldüğü için, ki hep havalar bi' tuhaf olduğundan son zamanlarda bunlar...
Bu dizeyi kırmaya içim elvermediği için ve
Çok terk edilmişliğim için de özür dilerim sevgilim.

Su gibi akıp giden, biten ve başlayan ve biten
ve biteceğini bildiğimiz halde
hep başlayan her gün için...
Ve öleceğim için, kuvvetle muhtemel;
önce öleceğim için senden, özür dilerim.
Elimden bir şey gelmiyor;
dünya böyleymiş daha ben gelmeden...

Kırdıysam, özür dilerim.

Karavin Janset


Photo by Federica Erra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder