THE SIN
I sinned, a sin all filled with pleasure
wrapped in an embraced, warm and fiery
I sinned in a pair of arms
that were vibrant, virile, violent.
In that dim and quiet place of seclusion
I looked into his eyes brimming with mystery
my heart throbbed in my chest all too excited
by the desire glowing in his eyes.
In that dim and quiet place of seclusion
as I sat next to him all scattered inside
his lips poured lust on my lips
and I left behind the sorrows of my heart.
I whispered in his ear these words of love:
“I want you, mate of my soul
I want you, life-giving embrace
I want you, lover gone mad”
Desire surged in his eyes
red wine swirled in the cup
my body surfed all over his
in the softness of the downy bed.
I sinned, a sin all filled with pleasure
next to a body now limp and languid
I know not what I did, God
in that dim and quiet place of seclusion.
Forugh Farrokhzad
Translated by Ahmad Karimi-Hakkak
PECADO
He pecado y era un pecado lleno de placer
junto a un cuerpo tembloroso y desmayado
Dios, no sé qué he hecho
en aquel lugar privado, oscuro y silencioso
En aquel lugar privado, oscuro y silencioso
me fijé en sus ojos llenos de secretos
En mi pecho ansiante temblaba el corazón
por la pasión de sus ansiantes ojos
En aquel lugar privado, oscuro y silencioso
me senté junto a él desconcertada
sus labios vertieron en los míos el deseo
me libré de la tristeza del corazón desbocado
Murmuré en su oído la historia del amor
Te deseo, oh alma mía
Te deseo abrazo que das vida
a ti, mi loco amante
El deseo estalló en llamas en sus ojos
El vino tinto bailó en la copa
Mi cuerpo en el suave lecho
sobre su pecho tembló ebrio
He pecado y era un pecado lleno de placer
en un abrazo caricioso y ardiente
He pecado entre unos brazos
cálidos, rencorosos y de hierro
Forugh Farrojzad
Versión de Clara Janés y Sahand
EL PECADO
He pecado, he pecado llena de placer
En un abrazo cálido
He pecado entre dos brazos de hierro
Ardientes y rencorosos
En ese lugar desierto, negro y silencioso
Vi sus ojos llenos de misterio
Sus ojos suplicantes
Y bajo el pecho se agitaba mi corazón
En ese lugar desierto, negro y silencioso
Temblando me he sentado cerca de él
Sus labios han derramado el deseo en mis labios
Y he olvidado el delirio de mi corazón
Al oído, le he contado esta historia:
Te quiero mi amor
Te quiero a ti y toda tu vitalidad
Te quiero amor mío hasta la locura
El deseo ha iluminado sus miradas
El vino rojo en el vaso se puso a danzar
Sobre la suavidad del lecho, mi cuerpo ebrio
Contra su cuerpo ha temblado
He pecado, he pecado llena de placer
Cerca de un cuerpo desvanecido y trémulo
Dios mío! no sé lo que hice
En ese lugar desierto, negro y silencioso
Forugh Farrojzad
PECCATO
Ho peccato, peccato, quanto piacere
nell’abbraccio caldo e ardente ho peccato
fra due braccia ho peccato
accese e forti di caldo rancore, ho peccato.
In quel luogo di buio silenzio appartato
nei suoi occhi colmi di segreti ho guardato,
nel palpito del petto furioso il mio cuore
tremava nei suoi occhi di desiderio in preghiera.
In quel luogo di buio silenzio appartato
accanto a lui al suo fianco sconvolta
la sua bocca desiderio versava tra le labbra mie,
scappata, io, dalle pene del folle mio cuore.
Gli sussurrai piano piano la melodia dell’amore:
ti voglio, ti voglio, anima mia
ti voglio, ti voglio, abbraccio che infiamma
ti voglio, amore mio pazzo.
Il desiderio nei suoi sguardi fiamme avvampava,
il vino nero nella coppa tremava e danzava.
Il mio corpo sul tenero letto
sul suo petto ubriaco oscillava.
Ho peccato, peccato, quanto piacere
accanto all’estatico fremito di un corpo.
Oddio, mio Dio, che cosa ho mai fatto
in quel luogo di buio silenzio appartato?
Forugh Farrokhzad
GÜNAH
Günah işledim lezzet dolu bir günah
Titreyen esrik bir tenin yanında
Tanrım ne bileyim ne yaptım ben
o karanlık susku dolu zulada
O karanlık susku dolu zulada
Baktım gözlerine gizemleriyle dolu
Gözlerimin çaresiz isteklerinden
kalbim göğsümde çırpınıp durdu
O karanlık susku dolu zulada
yanında darmadağın oturdum
Dudaklarıma heves döktü dudakları
Deli kalbimin üzüncünden kurtuldum
Aşkın öyküsünü okudum kulaklarına:
Seni istiyorum ey benim cananem!
Ey bağrı can bağışlayan, seni
Seni ey aşığım benim divanem!
Kırmızı şarap camda çalkalandı
Gözlerinde heves yalazlandı
Yumuşak yatakta benim gövdem
Göğsünde onun sarhoşça kıvrandı
Günah işledim lezzet dolu bir günah
Alevli yangılı bir kucakta
günah işledim kinci, sıcak
Ve demirsi iki kol ortasında
Furuğ Ferruhzad
Çeviren: Haşim Hüsrevşahi
GÜNAH
Büyük bir zevkle günah işledim
Titreyen ateşli bir kucakta
O loş karanlık suskun odada
Kollar sarmaşdolaş günah işledim
O karanlık gizemli odada
Sırdaş gözlerine baktım sevgilimin
Sonsuz bir coşkuyla çırpındık durduk
Şehvetli istekleriyle kalbimin
O kara sessizlik odasında
Yan yana savruldu bedenlerimiz
Dudakların kalbe vuran hevesiyle
Kalmadı hüzünden geriye tek iz
Kulağına sevda sözleri fısıldadım
“Hep seni istiyorum ey sevgili
Canımı hep bağışlayan göğsünü
Deli divane sevgilim sadece seni”
Kızıl şarap dansetti camlarda
Gözlerinde yalazlanan arzular
Yumuşak yatakta tenlerimizin
Sürdü sarhoşluğu sabaha kadar
Günah işledim büyük bir arzuyla
Alev alev tutuşan bir kucakta
Aşk ve kinle sarmaşdolaş kollar
Tanrım ne yaptığımı bilemezdim ki
O hoş karaltılı suskun odada
Furuğ Ferruhzad
Çeviri: İbrahim Edib
GÜNAH
Büyük bir zevkle günah işledim.
Ateş gibi sıcak bir kucakta,
kollar arasında günah işledim.
Alev alev yanan hınçlı öfkeli kollar.
O kapkaranlık, sakin, gizli odada,
sırlarla dolu gözlerine baktım sevgilimin.
Yalvarışlarının sonsuz zevkine yanıt verircesine,
kalbim heyecanla titredi göğüslerimin içinde.
O kapkaranlık, sakın, gizli odada,
yanı başına oturdum sevgilimin hüzünle.
Dudakları dudaklarıma arzu akıttı.
Hüznünden kalbimin kurtuluverdim bir anda.
Kulaklarına bir aşk öyküsü fısıldadım:
Seni istiyorum sevgilim seni.
Seni istiyorum bengisu kucak.
Seni istiyorum benim çılgın sevgilim seni.
Gözlerinden arzu fışkırdı sevgilimin.
Kadehte kırmızı şarap dans etmeye başladı.
Yumuşacık yatağın ortasında vücudum
sarhoşça titredi göğsüne doğru.
Büyük bir zevkle günah işledim
titreyen, kendinden geçmiş vücudumla.
Tanrım ne yaptığımı nasıl bilebilirdim
o kapkaranlık, sakin, gizli odada.
Furuğ Ferruhzad
|
Sarah Ehsani |