12 Kasım 2018 Pazartesi

Tales of Ordinary Madness / Charles Bukowski

"When I am out among people I am uncomfortable. They speak and have enthusiasms that are not a part of me. And yet it is when I am with them that I feel strongest. I get this idea: if they can exist on just these fragments of things, then I can exist too. But it is when I am alone and all comparisons must fall upon a comparison of myself against the walls, against breathing, against history, against my end, that the odd things begin to happen. I am evidently a weak man. I have tried to go to the bible, to the philosophers, to the poets, but for me, somehow, they have missed the point. They are talking about something else entirely. So long ago I stopped reading. I found some small help in drinking, gambling and sex, and in this way I was much like any man in the community, the city, the nation; the only difference being that I did not care to “succeed,” I did not want a family, a home, a respectable job and so forth. So there I was: neither an intellectual, an artist; nor did I have the saving roots of the common man. I hung like something labeled in between, and I guess, yes, that is the beginning of insanity."

Charles Bukowski - (The Blanket / Tales of Ordinary Madness)





"Cuando estoy fuera, entre gente, me siento incómodo. Ellos hablan y tienen emociones en las que yo no participo. Y es, sin embargo, cuando estoy con ellos cuando más fuerte me siento. Y pienso esto: si ellos pueden existir apoyándose concretamente en esos fragmentos de cosas, yo también puedo existir, sin duda. Pero es cuando estoy solo y todas las comparaciones deben enfrentarse a una comparación de mí mismo frente a las paredes, a la respiración, a la historia, a mi fin, cuando empiezan a pasar cosas extrañas. Evidentemente soy un hombre débil. He probado a recurrir a la Biblia, a los filósofos, a los poetas, pero para mí, no sé por qué, ninguno ha dado en el blanco. Hablan de algo completamente distinto. Por eso dejé de leer hace ya mucho. Hallé una cierta ayuda en la bebida, en el juego y el sexo, en este sentido me he portado como cualquier hombre de la comunidad, la ciudad, la nación. Con la diferencia única de que a mí no me interesaba «triunfar». No quería familia, hogar, trabajo respetable, etc. Y así me veía yo: ni intelectual ni artista, sin las auxiliadoras raíces del hombre normal, colgando como algo etiquetado en medio y supongo, sí, que es el principio de la locura."

Charles Bukowski - (La manta / La máquina de follar)





"İnsanlarla beraberken kendimi rahatsız hissediyorum. Benden uzak şeylerden söz edip, benim duymadığım heyecanlar duyuyorlar. Ama kendimi en çok onlarla beraberken güçlü hissediyorum. Şöyle düşünüyorum: onlar bütünün bu küçük parçaları ile varlıklarını sürdürebiliyorlarsa, ben de sürdürürüm. Ama yalnızken ve kendimi bir tek duvarla, nefes almakla, tarihle, kendi sonumla kıyaslayabildiğimde bazı tuhaf şeyler olmaya başlıyor. Anlaşılan ben zayıf bir adamım. İncil'i denedim, filozofları, şairleri; ama bir şekilde hepsi hedefi şaşırmışlardı. Tamamen başka bir şeyden söz ediyorlardı. Ben de okumayı kestim uzun bir süre önce. İçki, kumar ve seks biraz işe yarıyordu ve bu yaşantımda cemiyetin, şehrin, ülkenin herhangi bir ferdi gibiydim; ancak tek fark, benim "başarmak" isteği duymamamdı. Bir aile istemiyordum, ev istemiyordum, saygın bir iş istemiyordum. Böyleydim işte: entelektüel değilim, sanatçı değilim, alelade bir insanı kurtaran köklerden de yoksunum. Arada derede kalmış bir şey gibiyim ve sanırım bu da deliliğin başlangıcıdır."

Charles Bukowski - (Battaniye / Sıradan Delilik Öyküleri)


Charles Bukowski

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder