John Berger - (G.)
"Hay una mirada que puede asomar en los ojos de una mujer (y en los de un hombre, pero muy raramente) que no encierra niorgullo ni disculpa, que no pide nada, que no promete aventura alguna. Esta expresión de los ojos puede ser interceptada por otro, pero no se dirige, en el sentido más común de la palabra, a otro: no tiene en cuenta al receptor. No es una mirada que pueda aparecer en los ojos de un niño porque los niños no tienen conciencia de sí mismos; tampoco en los de la mayoría delos hombres porque son demasiado cautelosos; ni tampoco en los de los animales porque no son conscientes del paso deltiempo. Los poetas románticos veían en esa mirada un camino que los llevaba directamente al alma de una mujer. Pero esosignificaba tratarla como si fuera transparente, cuando de hecho no hay nada menos transparente en el mundo. Es una miradaque se declara a sí misma como es; no se parece a ninguna otra. De poderse comparar con algo, es comparable con el color deuna flor. Es como un girasol que resultara ser azul. En compañía de otros, esta mirada se apaga pronto porque no anima ni a laconversación ni al intercambio. Constituye una ausencia social."
John Berger - (G.)
Traducción de Pilar Vázquez Álvarez
"Bazen, bir kadının gözlerine bir bakış yerleşir; ne gurur vardır bu bakışta ne alttan alma, ne bir talep ne de bir serüven vaadi. Gözlerin verdiği bir işaret olduğundan, bir başka bakışla kesişebilir; gelgelelim sözcüğün gündelik anlamıyla ille de bir başkasına yöneltilmemiştir; kimin üstüne alınacağı umurunda değildir. Bir çocuğun gözlerine yerleşecek bir bakış değildir bu; çünkü çocuklar kendilerini gereğince tanımazlar; erkeklerin çoğunun gözlerine de yerleşemez; çünkü erkeklerin çoğu açıkgözlülük taslar; hayvanların gözlerine de yerleşemez; çünkü hayvanlar, zamanın geçişinden habersizdirler. Romantik şairler, bu tür bir bakışta kadının ruhuna giden kestirme yolu gördüklerine inanırlardı. Ama böyle bir yaklaşım, bakışın saydam olduğu izlenimini veriyor; oysa aslında dünyada ondan daha az saydam bir şey yok. Kendini kendi olarak ortaya süren bir bakış bu, başka bakışlara benzemiyor. İlle de bir şeye benzetmek gerekirse bir çiçeğin rengine benzetilebilir. Kendi mavisini söyleyen bir güneş çiçeği gibi. Toplulukta bu tür bakışlar çabucak solar; çünkü ne söyleşilere ortam hazırlarlar ne de alışverişlere. Toplumsal yoklamada kaçaktırlar."
John Berger - (G. / Metis Yaynları)
Çeviri: Tomris Uyar
Photo by Maria Grazia Galatà |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder