5 Ekim 2018 Cuma

The Revolution of Everyday Life / Raoul Vaneigem

"Consider a thirty-five-year-old man. Each morning he starts his car, drives to the office, pushes papers, has lunch in town, plays poker, pushes more papers, leaves work, has a couple of drinks, goes home, greets his wife, kisses his children, eats a steak in front of the TV, goes to bed, makes love and falls asleep. Who reduces a man's life to this pathetic sequence of clichés? A journalist? A cop? A market researcher? A populist author? Not at all. He does it himself, breaking his day down into a series of poses chosen more or less unconsciously from the range of prevalent stereotypes. Taken over body and consciousness by the blandishments of a succession of images, he turns away from authentic pleasure and makes an emotionally arid asceticism the basis of a satisfaction so attenuated yet so ostentatious that it can only be a façade. The assumption of one role after another, provided he mimics stereotypes successfully, is titillating to him. The satisfaction of a well-played role is fuelled by his eagerness to remain at a distance from himself, to deny and sacrifice himself."

Raoul Vaneigem ~ (The Revolution of Everyday Life)





"Otuz beş yaşındaki bir adamı ele alalım. Her sabah arabasına atlar, büroya gider, dosyalara gömülür, öğle yemeğine çıkar, tekrar dosyalara gömülür, işten çıkar, bir tek atar, eve gelir, karısına gülümser, çocuklarını öper, televizyon karşısında bifteğini atıştırır, yatar, sevişir, uyuyakalır. Bir insanın hayatını bu dokunaklı klişelere indirgeyen kim? Gazeteci? Polis? Piyasa araştırmacısı? Popülist yazar? Hiçbiri değil. Kendisi; 24 saatini, egemen basmakalıp davranışların çeşitli türleri arasından seçtiği bir dizi poza böler. İmge bombardımanının aldatmacalarına teslim olan vücudu ve aklı gerçek bir doyumu reddeder ve tutkusuz bir çileciliği benimser. Öylesine gösterişli; ama basit zevkleri vardır ki bunlar dış görüntüden başka bir şey olamazlar. Basmakalıp davranışları başarılı bir biçimde taklit etmesi koşuluyla, bir rolden bir diğerine geçişi onun için iç gıcıklayıcıdır. Bu yüzden, ustaca oynanan bir rolün verdiği doyum, onun kendisinden uzaklığıyla, kendisini yadsımasıyla ve kendisini kurban etmesiyle doğrudan ilişkilidir."

Raoul Vaneigem ~ (Gündelik Hayatta Devrim)


Man Leaning on Vintage Car

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder