19 Şubat 2018 Pazartesi

We Shall Not Sip From The Same Glass / Anna Akhmatova

Не будем пить из одного стакана

Не будем пить из одного стакана
Ни воду мы, ни сладкое вино,
Не поцелуемся мы утром рано,
А ввечеру не поглядим в окно.
Ты дышишь солнцем, я дышу луною,
Но живы мы любовию одною.

Со мной всегда мой верный, нежный друг,
С тобой твоя веселая подруга.
Но мне понятен серых глаз испуг,
И ты виновник моего недуга.
Коротких мы не учащаем встреч.
Так наш покой нам суждено беречь.

Лишь голос твой поет в моих стихах,
В твоих стихах мое дыханье веет.
О, есть костер, которого не смеет
Коснуться ни забвение, ни страх.
И если б знал ты, как сейчас мне любы
Твои сухие, розовые губы!

1913

Анна Андреевна Ахматова

da “Чётки, Стихотворения”, Берлин: Петрополис, Алконост, 1923





We Shall Not Sip From The Same Glass

We shall not sip from the same glass,
No water for us, or sweet wine;
We'll not embrace at morning,
Not gaze from the same sill at night;
You breathe the sun, I the moon,
Yet the one love keeps us alive.

Always with me, tender, true friend,
And your smiling friend's with you.
But I know the pain in your grey eyes,
And my sickness is down to you, too.
In short, we mustn't meet often,
To be certain of peace of mind.

Yet it's your voice sings in my poems,
And in your poems my breath sighs,
O, beyond the reach of distance or fear,
There is a fire…
And if you knew how dear to me
Are those dry, pale lips of yours now.

1913

Anna Akhmatova

Translated by A. S. Kline





No beberemos del mismo vaso

No beberemos del mismo vaso
ni agua ni dulce vino,
no nos besaremos temprano en la mañana,
y al caer la noche contemplaremos la ventana…
Tú respiras sol, yo luna,
aunque vivimos un mismo amor.

Siempre está conmigo mi fiel y tierno amigo,
tu alegre amiga siempre te acompaña,
pero entiendo el temor de tus ojos grises
y eres el culpable del mal que me aqueja.
No hagamos más frecuentes nuestros breves encuentros.
Sólo así preservaremos nuestra paz.

Pero tu voz canta en mis versos,
y en los tuyos mi aliento sopla.
¡Oh, hay ciertos fuegos que el olvido
y el miedo no logran aplacar!
Si supieras cuánto anhelo ahora
besar esos labios tuyos, rosados y secos.

1913

Anna Ajmátova

Traducción: José Manuel Prieto González





Non berremo dallo stesso bicchiere

Non berremo dallo stesso bicchiere
L’acqua o il dolce vino,
Al mattino non ci daremo baci,
E a sera non guarderemo alla finestra.
Tu il sole respiri, io la luna,
Ma siamo vivi dello stesso amore.

Con te è sempre la tua gaia compagna,
Con me il fedele, mio tenero amico,
Ma vedo lo sgomento di grigi occhi,
E del mio male sei colpevole tu.
Lasciamo radi i nostri brevi incontri.
Così ci è serbata la pace dalla sorte.

La tua voce soltanto canta nei miei versi,
In quelli tuoi spira il mio respiro.
Oh, esiste un fuoco che non osa
Toccare né oblio né paura…
E se sapessi come mi son care
Ora le tue rosse, aride labbra.

1913

Anna Andreevna Achmatova

Traduzione di Bruno Carnevali e Paolo Galvagni

da “Rosario”, in “Luna allo zenit e altre poesie”, Passigli Poesia, 2007





Artık Aynı Bardaktan İçmeyeceğiz

Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz
Ne suyu ne tatlı şarabı,
Erken sabahlarda öpüşmeyeceğiz,
Ve birlikte gözlemeyeceğiz camdan akşamı.
Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla,
Ama yaşamadayız biz aynı sevdayla.

Benim yanımda hep candan, sevecen dostum,
Seninleyse canlı, şen sevgilin.
Ama gri gözlerde ürküyü ben anlıyorum,
Ve sensin suçlusu benim derdimin.
Sıklaştırmıyoruz kısa görüşmelerimizi,
Böyle korumaya yargılıyız erincimizi.

Dizelerimde bir senin sesin şakır,
Benim soluğum eser senin dizelerinde.
Ah, bir ateş var ki el değmeye
Ne korku, ne unutuş kalkışır.
Ve bilsen şimdi nasıl doyamadığımı
İzlemeye, senin kuru, pembe ağzını.

1913

Anna Ahmatova

Çeviren: Azer Yaran





Aynı Bardaktan İçmeyeceğiz

Aynı bardaktan içmeyeceğiz
Ne sıcak şarabı, ne suyu,
Kuşluk vakti öpüşmeyeceğiz,
Pencereden bakmayacağız akşama doğru.
Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla,
Ama düştüğümüz aynı sevda.

Sadık ve sevecen dost, benim yanımda,
Senin yanındaysa neşeli bir sevgili.
Gri gözlerindeki korkuyu anlıyorum sanma,
Ve bu çektiklerimizin sensin sebebi.
Sıklaştırmıyoruz ayaküstü buluşmalarımızı.
Ne çare ancak böyle koruyabiliriz huzurumuzu.

Şiirlerimde yalnızca senin sesinin ezgisi duyulur
Senin şiirlerinde benim soluğum eser.
Bir ateş ki, ona kim dokunur,
Buna ne korku, ne unutuş cesaret eder
Ve bilsen nasıl hoşlandığımı
Seyretmekten senin kuru, pembe dudaklarını.

1913

Anna Ahmatova

Çeviren: Hande Özer


A portrait of Anna Akhmatova, 1914, by Nathan Altman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder